çekmecede hiç etki etmeyen bir ağrı kesici.
antony hegarty, julia borissova
sol gözümde bir bilet
ağzımın kenarında bir daha hiç dönmeyeceğin
yine de aç, yine de öp, yine de yaralan
bak / korkma kırılmak ve çözülmekten
yine de yürü
ama düşmekten,,
gece: ışıksızlık
ses: I’m going away smiling.
zeytin ağaçları
hiç gidemediğim trenler
beyaz saksıda sabırla büyüyen bir kaktüs
mor bir taş
bir kitabın seksen iki baskısı
saat kulesi
hep söylerim: gözlük kabı
başımı okşa
ensemi öp
dizlerime yat
...sende kalsın...
bu kapıdan gir
anahtarı yut
şu masadan dön
şu koltukta yaşa
...sende kalsın...
bu bardağı duvara at
kulaklarıma doğru bağır
elini uzat göğün boğazını sık
çantanı al, bu kapıyı kırıp çık
...sende kalsın...
kemiklerinden kayan zaman
siyah elbisenin hiç duyulmayan ipeksi sesi
...sende kalsın...
istasyon: hakikaten yolcusun
istasyon: biletsiz ve parasızım.
...sende kalsın...
sende kalsın bu sihir, sevgilim
senin bir akşamüstü gittiğin o treni
elimde susuz ve güneşsiz bir kaktüsle birlikte
yalnızca raylardan da izlerim.
Onur Budak
18 Mart 2017 @İstanbul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder