16 Nisan 2015 Perşembe

Dur ile Duy arasında harf farklılığı filan var. Sonra bir de ortak nokta ki; ikisi de bir boka yaramıyor.

























Boğazımda buruk bir lir, kırık bir keman, kesik bir ıslıkla birlikte
bir yerlerde koynuna uzun bir yol şarkısını alarak büyüyen seni izleyemesem de, yolumu seninle aynı karanlıkta kaybedip, aynı ışıkta bulamasam da, sevgilim, ben senden hep haberdar olacağım.

Belki sen her şeyden habersizken, belki sen her şeyin farkındayken, belki sen... Sen... Ne zor sana isminle seslenememek... Sen birden gökyüzüne bakacaksın, gözlerin büyüyecek. Aşık olacaksın, o küçücük kalbin büyüyecek... Yıllar geçecek, geçecek, saçların uzayacak, ben onlara hiç dokunmamış olacağım. Yani diyorum ki, zaman senden bir şeyler çalarken, sana hep bambaşka şeyler verecek...

Devrilen günlerin enkazından sıyrılırken sen, yardım isteyen kalbimin sesini, uzun bir yol şarkısına kapılıp giderken, elbette duymayacaksın.

17.04.2015 - İstanbul / Onur Budak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder